
Rezonans Terapisini Kimlere Öneriyoruz?
İştah kontrolü sağlamakta zorlanan, ekmek, simit, makarna ve hamur işi gibi yiyecekleri bırakamayan kişilerde karbonhidrat ağırlıklı gıdalara karşı yoğun bir istek görülür. Bu durum birçok kişi için diyet sürecini oldukça zorlaştırır. Bazı durumlarda bu yiyeceklerle kurulan bağ, sigara gibi alışkanlıklarla benzer bir bağımlılık gösterir. Rezonans terapisiyle bu bağın zayıflaması ve kişinin bu yiyeceklere karşı ilgisinin azalması sağlanabilir. Uygulama genellikle iştah kontrolü amacıyla kullanılır.
Çikolata ya da Tatlıya Düşkün Olanlar...
Tatlı ve çikolataya karşı yoğun isteği olan kişilerde bu alışkanlık rezonans terapisiyle hafifletilebilir. Uygulama genellikle 4 gün arayla yapılan iki seans şeklinde uygulanır. İlk günlerde şekerli gıdalardan uzak durmak için bir miktar çaba gerekebilir. Ancak çoğu kişi, daha ilk seanstan itibaren bu isteğin azaldığını ve tatlıya karşı duyduğu yoğun arzunun yerini kayıtsızlığa bıraktığını ifade eder. İkinci seansla birlikte bu durum daha da belirgin hale gelir. Kısa sürede yaşanan bu değişim, şaşırtıcı bulunabilir.


Metabolizma Problemi Yaşayanlar, Kolay Kilo Veremeyenler...
Rezonans terapilerinde genellikle ilk gözlenen etki, iştahın azalmasıdır. Bu değişim, kişinin sorunlu gıdalardan uzak kalmasını ve kilo vermeyi daha kolay bir hale getirebilir. Uygulama sadece iştahı dengelemekle kalmaz; bazı durumlarda kilo kaybı sürecini de hızlandırabilir.
Metabolizma hızı kişiden kişiye değişiklik gösterir ve birçok faktörden etkilenebilir. Bu nedenle rezonansın etkisi kişisel farklılıklar gösterebilir. Ancak gözlemler, çeşitli metabolik problemleri olan bireylerde—örneğin tiroit ya da endokrin kaynaklı sorunlarda—vücudun normale dönme sürecinde destek gördüğü yönündedir. Bu da kilo verme sürecinin daha önceki denemelerle kıyaslandığında daha kolay ilerlemesine katkı sağlayabilir.
İştahın Azalması...
İlk seansın ardından yemek miktarında azalma yaşandığı ve rezonans terapilerinin iştah ile yeme isteğini belirgin biçimde düşürdüğü fark edilebilir. Bu etkinin daha net ve kalıcı hale gelmesi ise genellikle ikinci seanstan sonraki günlerde ve takip eden haftalarda görülür. Eğer iki seans arasındaki süreçte karbonhidrat tüketimi minimumda tutulursa, ikinci seansın etkisi daha güçlü hissedilebilir. Bu durumda iştah azalışı daha belirgin ve zorlanmadan gerçekleşebilir.
Ödemin Azalması...
Rezonans terapilerinden sonra vücutta ödemin azaldığına dair gözlemler mevcuttur.

Bu etkinin, inflamasyonla ilişkili süreçlerdeki olumlu değişimin bir sonucu olabileceği düşünülmektedir.
Duygusal Sakinlik Hali...
Duygu durumundaki dalgalanmaların, vücutta yaşanan enerjik dengesizliklerle ilişkili olabileceği gözlemlenmektedir. Rezonans terapilerinin ardından, duygu durumunun dengelendiği, kişinin daha sakin ve rahat hissettiği durumlar görülmektedir. Uyku sorunu yaşayan bazı bireylerde ise uyku kalitesinde iyileşme eğilimi gözlemlenmektedir.

Şişkinlikte Azalma...
Beslenme düzeninin iyileşmesi ve rezonans terapilerinin bağırsak florası üzerindeki olası olumlu etkileriyle birlikte, genellikle 7 ila 10 gün içinde bağırsakla ilgili şikâyetlerde ve şişkinlikte eskiye kıyasla belirgin bir rahatlama gözlemlenebilir.
Şeker Düşmelerinde Azalma...
Daha önce şeker düşmesi yaşayan kişilerde, rezonans terapileri sonrasında bu durumun azaldığı görülmektedir. Bu alanda yapılmış bir bilimsel çalışma bulunmasa da, terapilerin insülin dengesi ve kan şekeri üzerindeki etkisinin bazı sonuçlara katkı sağladığı düşünülmektedir. Metabolizma üzerindeki olumlu etkilerin bir kısmının bu dengeyle bağlantılı olabileceği değerlendirilmektedir.
Rezonansın Diğer Etkileri...
Bu uygulamaların ardından, var olan vücut ağrılarında azalma ve genel enerji seviyesinde artış gözlemlenebilir. Menopoz döneminde olan bireylerde, bu sürece bağlı şikâyetlerde hafifleme yaşanabileceği gibi, uzun süredir devam eden bazı sağlık sorunlarına bağlı rahatsızlıkların da azaldığı görülebilir.
Bu tür etkilerin belirginleşmesi için genellikle yaklaşık üç haftalık bir sürecin geçmesi gerekir. Bu süre, vücudun kendi iç dengesini yeniden kurabilmesi ve arınma sürecine uyum sağlaması açısından önem taşır. Uygulanan rezonans terapilerinin detoksifikasyon, yani arındırıcı nitelikte olduğu ve vücudun çeşitli bölgelerinde, bağlantısız gibi görünen farklı iyileşmeleri tetikleyebileceği bilinmektedir.
