Zayıflamak İçin Rezonans - Ne Yapılır?

Rezonans ile Zayıflamak

Rezonans terapileri, iştah kontrolü konusunda destek sağlayan doğal ve yan etkisiz bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Özellikle tatlılar, hamur işleri, makarna ve pilav gibi vazgeçilmesi zor karbonhidratlı yiyeceklere karşı olan aşırı isteğin azalmasına yardımcı olur. Bu terapi, karbonhidrat bağımlılığına yönelik bir uygulama olarak değerlendirilebilir; tıpkı sigara bırakma terapilerinde olduğu gibi, kişiye özel frekanslarla vücuda yeni bir denge kazandırılır.

Seanslar sonucunda kişi, günlük hayatında büyük bir çaba harcamadan yemek alışkanlıklarında fark edilir bir azalma yaşar. Bu da sürecin doğal bir şekilde ilerlemesine olanak tanır. Üstelik Rezonans, sadece iştahı bastırmakla kalmaz; aynı zamanda metabolizma üzerinde de olumlu etkiler yaratarak kilo verme sürecini hızlandırabilir.

rezonans-kilo-vermede-nasil-etki-gosterir

Rezonans Kilo Vermede Nasıl Etki Gösterir?

Vücudumuzda yer alan her doku, organ ve hücre aslında kendine özgü bir frekans yayar. Rezonans terapisi de tam olarak bu doğal frekanslardan yola çıkarak çalışır. Özel olarak tasarlanmış Rezonans cihazları sayesinde vücuttaki enerji dalgaları okunur ve analiz edilir.

Bu yöntemde amaç, hastalıklı ya da dengesiz çalışan bölgelere zıt frekanslar göndererek onları nötr hale getirmektir. Yani, vücuttaki enerji dengesizliğini düzeltmeye yönelik bir müdahale yapılır. Bazı durumlarda da mevcut sağlıklı frekanslar desteklenerek bağışıklık sistemine katkı sağlanır ve bedenin kendini onarma gücü artırılır.

Rezonans ile Kilo Verilebilir mi?

Evet, Rezonans terapisi kilo verme sürecinde etkili bir yardımcı olabilir. Özellikle iştahı azaltma konusunda önemli sonuçlar verir. Kişiye özel yapılan seanslar sonucunda karbonhidrat ve şekerli yiyeceklere olan düşkünlük azalabilir, bu da daha sağlıklı beslenme alışkanlıklarının oluşmasına zemin hazırlar.

Terapi, düzenli egzersizle desteklendiğinde hem daha hızlı hem de daha dengeli bir kilo kaybı sağlanabilir. En önemlisi ise bu yöntemin tamamen doğal ve kişiye özel olmasıdır. Kilo hedefi, kişinin metabolizma yapısına göre belirlendiği için sürecin süresi de bireysel farklılıklar gösterir.

İlk seanslardan itibaren iştahın bastırıldığı, öğünler arası açlık hissinin azaldığı gözlemlenir. 

Ayrıca strese karşı uygulanan destekleyici seanslar sayesinde stres kaynaklı yeme ataklarının önüne geçilmesi de mümkündür. Böylece kişi hem fiziksel hem de duygusal olarak daha dengeli bir kilo verme süreci yaşar.

Kilo Vermek İçin Nelere Dikkat Edilmeli, Nelerden Uzak Durulmalı?

Kilo vermek sadece daha az yemek yemekle değil, doğru besinleri seçmek ve bazı alışkanlıklardan uzak durmakla da yakından ilgilidir. Rezonans terapisi bu süreçte etkili bir destek sunar. Nasıl ki sigarayı bırakmak için uygulanan terapilerde bağımlılık hedef alınırsa, burada da karbonhidrat bağımlılığı aynı mantıkla ele alınır. Özellikle makarna, pilav, tatlılar ve hamur işleri gibi yoğun karbonhidrat içeren yiyeceklere duyulan arzu, seanslarla birlikte fark edilir şekilde azalır.

Terapiden sonra kişiler daha çabuk doyduğunu hisseder ve yemek yeme ihtiyacı kendiliğinden azalır. Üstelik bu değişim için büyük bir çaba harcamaya gerek kalmaz. Aynı zamanda metabolizma da daha aktif hale gelir, böylece kilo verme süreci doğal bir şekilde hız kazanır.

Ancak unutmamak gerekir ki, Rezonans sadece bir başlangıçtır. Kalıcı ve sağlıklı kilo vermek için seanslardan sonra nasıl beslendiğiniz de en az terapi kadar önemlidir. İşte uzak durmanız gereken bazı temel alışkanlıklar ve besinler:

1. İşlenmiş ve Hazır Gıdalar

Cips, bisküvi, paketli ürünler ya da market raflarında uzun süre dayanabilen hazır yemekler… Bu gıdalar genellikle yüksek kalori içerir ama besin değeri oldukça düşüktür. Fazla tüketildiklerinde kilo alımına ve metabolizma dengesizliğine yol açabilirler.

2. Şekerli ve Gazlı İçecekler

Gazoz, enerji içecekleri, şekerli meyve suları gibi içecekler fark ettirmeden ciddi miktarda şeker yüklemesi yapar. Bu da hem kan şekerinde dalgalanmalara hem de kilo artışına neden olabilir.

3. Alkol Tüketimi

Alkol, kalori değeri yüksek bir içecektir ve fazla tüketimi karaciğer fonksiyonlarını yavaşlatabilir. Aynı zamanda metabolizmanın yağ yakma kapasitesini de düşürebilir.

4. Fast Food ve Abur Cubur

Hamburgerler, kızartmalar, pizzalar… Bu tür yiyecekler kısa sürede doyma hissi verse de vücuda fazla yağ ve tuz yüklemesi yapar. Sürekli tüketildiğinde kilo almak kaçınılmaz hale gelir.

5. Fiziksel Hareketsizlik

Ne kadar dikkatli beslenseniz de, hareket etmiyorsanız vücudun fazla enerjiyi yakması mümkün olmaz. Günlük yürüyüşler ya da basit egzersizler bile bu süreci desteklemek için yeterli olabilir.

6. Düzensiz Uyku

Yetersiz uyku, hormon dengelerini etkileyerek açlık hissini artırabilir. Kaliteli ve yeterli uyku, metabolizmanın dengeli çalışmasında önemli bir rol oynar.

7. Sık Tüketilen Problemli Gıdalar

Rezonans terapilerinde, kişiye özel müdahaleler yapılabilir. Örneğin; kolayı fazla içiyorsanız seans sırasında kola örneği kullanılarak bu alışkanlığa yönelik çalışma yapılabilir. Aynı şekilde kahve tüketiminiz fazlaysa, terapi ile bu alışkanlık da kontrol altına alınabilir.

8. Aşırı Tuz Tüketimi

Tuz da tıpkı şeker gibi bağımlılık yaratabilen bir içeriktir. Eğer tuza karşı aşırı bir düşkünlük varsa, seanslarda bu da hedef alınabilir. Böylece kişi zamanla tuzlu yiyeceklere olan ilgisinin azaldığını fark eder.

Kilo Vermek İçin Kaç Seans Rezonans Gerekir?

Kilo verme sürecinde Rezonans terapisi oldukça pratik ve etkili bir yöntemdir. Genellikle iştah kontrolü sağlamak ve süreci başlatmak için iki seans yeterli olur. Bu seanslar arasında yaklaşık 4 gün bırakılması, vücudun verilen frekanslara uyum sağlaması açısından önemlidir.

İlk iki seansta kişinin yemek alışkanlıklarında gözle görülür bir değişim başlar. Özellikle zararlı ya da fazla tüketilen gıdalara karşı olan istek azalır. Bu değişim, kişinin yeme davranışını doğal yoldan dönüştürür; herhangi bir baskı ya da kısıtlama hissi olmadan...

İki seansın ardından, yaklaşık 3 hafta sonra bir kontrol seansı yapılması önerilir. Bu görüşmede iştah seviyesindeki düşüş genellikle net bir şekilde gözlemlenir. 

Ancak bazen kişi iştahı azalsa bile kilo verememiş olabilir. Böyle bir durumda, ihtiyaçlara göre farklı içeriklerle yeni seanslar planlanabilir. Bu tamamen kişinin metabolizma yapısı ve alışkanlıklarıyla ilgilidir.

Rezonansın İştah Üzerindeki Etkisi

İlk seansın hemen ardından pek çok kişi, daha az yemek yediğini ve çaba göstermeden doygunluk hissettiğini fark eder. İki seans tamamlandıktan sonra ise yeme isteği belirgin şekilde azalır. Özellikle ekmek, makarna, tatlı ya da çikolata gibi karbonhidratlara karşı duyulan yoğun istek zamanla kaybolur.

Bu gıdalar tüketildiğinde de artık eskisi kadar miktar gerekmez; küçük porsiyonlar yeterli gelir. Kişi kendini durdurmak için ekstra çaba harcamaz çünkü vücut zaten fazlasını istememeye başlamıştır. Tüm bu değişim, bir diyet yapıyormuş gibi hissettirmeden, kendiliğinden gerçekleşir.

Rezonansın Metabolizma Üzerindeki Etkisi

Her ne kadar bu konuda yapılmış akademik çalışmalar henüz sınırlı olsa da, Rezonans terapisi uygulayan pek çok uzman ve danışan, metabolizma üzerinde olumlu etkiler gözlemlediklerini ifade ediyor. Özellikle karın ve bel çevresindeki yağlanmanın azaldığı ve kilo verme sürecinin hızlandığı sıkça rapor ediliyor.

Ayrıca terapiler sonrasında vücudun ödem tutma eğiliminde azalma görülebilir, bu da kişinin hem daha hafif hissetmesini sağlar hem de vücut hatlarının daha kısa sürede şekil kazanmasına katkı sunar. Kısacası, Rezonans sadece iştahı değil, vücudun genel çalışma düzenini de olumlu yönde etkileyebilir.

Rezonans Terapisinin Diğer Faydaları

Rezonans terapisi sadece kilo verme ya da iştahı kontrol altına alma amacıyla sınırlı kalmaz. Seanslara başlayan birçok danışan, birkaç hafta içinde günlük yaşam kalitesini etkileyen pek çok farklı sorunun da hafiflediğini veya tamamen ortadan kalktığını fark ediyor.

Özellikle kan şekeri dengesizlikleri yaşayanlarda ani şeker düşmelerinin azaldığı, migren atağı yaşayanlarda ise atakların sıklığında ve şiddetinde azalma olduğu sıkça gözlemleniyor. Menopoz dönemindeki kadınlarda görülen sıcak basmaları, ani ruh hali değişimleri ya da uykusuzluk gibi şikâyetlerin de zamanla yatıştığına tanıklık ediyoruz.

Terapinin ikinci haftasından itibaren danışanlarımız kendilerini fiziksel olarak daha hafif, zihinsel olarak ise daha dengeli ve huzurlu hissettiklerini dile getiriyor. Uyku kalitesinde gözle görülür bir iyileşme yaşanırken, sabahları yorgun uyanma durumu yerini dinlenmiş bir güne bırakıyor. Aynı şekilde kas ağrıları, baş ağrıları gibi bedensel rahatsızlıklar da hafiflemeye başlıyor.

Belki de en güzel etkilerden biri, duygusal denge üzerindeki katkısı. Terapiler sonrasında birçok kişi kendini daha sakin, daha huzurlu ve stres karşısında daha dirençli hissettiğini belirtiyor. Yani Rezonans sadece bedeni değil, ruhu da şefkatli bir şekilde destekleyen bir yaklaşım sunuyor.

Merkezleri Listele

Hedefini Seç

Bir dokunuşla kendini yenile.